Laboratuvar ortamında hastalık ve sağlıkla ilgili bilgileri veren numune kandır. Bunun sebebi vücüdümzda bulunan tüm kimyasal ,fiziki ve biyolojim materyallerin kan yoluyla taşınması ,alınması ve atılmasıdır. Çok az bir kan örneğinden (ortalama 3 cc) bizim hastalık ve sağlık bilgilerimizin önemli delillerine ulaşabiliriz.
Kan tahlil ve tetkikleri kanın direkt olarak vücuttan alındığı şekliyle şekliyle yapılabilindiği gibi endirek olarak vücuttan alındıktan sonra santrufüje işlemiyle serumu kullanılarak , bekletilme şekliyle çökertilerek veya çeşitli kimyasal karıştırılarak yapılır. Bunların haricinde spesifik kan tetkik şekilleride mevcuttur. kanın direk alındığı şekliyle kullanıldığı tahlilllere gulukoz ,hemogram ve kan gurubu test ve tetkiklerini örnek verebiliriz. Santrufüj edlerek elde edilen kan serumu ise en çok hormon ve biyokimya tetkiklerinde kullanılır. Kimyasal karıştırılarak kullanılma yönteminin ise en çok bilinen ve sık kullanılanı sedimantasyon tahlilleridir.Bunara ölrnekl olarak SEDİM, ASO ,CRP, FR tetkiklerini verebiliriz.
Bütün bu tahlil ve tetkikler herbiri özel kit ve kimyasallar kullanılarak gerçekleştiril.Her biri özel bilgi birikim ve yetenek isteyen laboratuvar dallarıdır.
NASIL YAPILIR?
ESH Ölçümünde hastadan alınan az miktarda kan içine pıhtılaşmayı önleyici bazı maddeler konduktan sonra üzerinde işaretler bulunan özel bir tüpe alınır. Belirli bir süre sonra (1-2 saat) tüpün üzerindeki işaretler yardımıyla kanın içindeki alyuvarların ne kadarının \ erçekimi etkisiyle tüpün dibine çöktüğü okunur ve çökme hızı hesaplanır. Zaman geçtikçe alyuvarlar dibe doğru çökerken tüpün üst kısmında kanın plazma bölümünden oluşan sarımsı bir tabaka ortaya çıkar.
YORUMLANMASI
\lyuvar çökme (sedimantasyon) hızının normal sınırların dışına çıkması bir hastalık durumunu gösterir, ama hastalığın türü ve yapısı hakkında fazla bilgi vermez. Herhangi bir yakınma ile hekime başvuran kişide sedimantasyon hızının ölçülmesi, tanıya giderken atılacak adımların yönünü belirler. Tedavinin başlamasından sonra yapılan ölçümler de hekime doğru yolda olup olmadığını gösterir.
Hastada sedimantasyon hızı yüksel-, meşinin nedeninin açıklanamaması, ya-Ipılacak incelemelerin Bu özellikleriyle sedimantasyon, vücut sıcaklığına benzetilebilir. Tıpkı vücut sıcaklığı gibi, sedimantasyonun da bazen bütünüyle sağlıklı kişilerde bile normal değerlerin üzerine çıkabileceği unutulmamalıdır.
Bu özellikleriyle sedimantasyon, vücut sıcaklığına benzetilebilir. Tıpkı vücut sıcaklığı gibi, sedimantasyonun da bazen bütünüyle sağlıklı kişilerde bile normal değerlerin üzerine çıkabileceği unutulmamalıdır.
NORMAL DEĞERLER
Sedimantasyon değeri milimetre olarak ya da Katz indeksi kullanılarak tanımlamr. Katz indeksi, birinci saat değeri ile ikinci saat değerinin yansının aritmetik ortalamasıdır. Katz değerinin normal sının erkekler için 5, kadınlar için 8, üst sının ise erkekler için 15, kadınlar için 20′dir. ESH yaşamın ilk haftalarında çok düşüktür. Yaşlılarda ise herhangi bir neden olmaksızın hafifçe yükselebilir. Âdet gören kadınlarda belirgin bir değişiklik göstermez. Gebeliğin dördüncü ayından sonra yükselmeye başlar ve doğumdan sonraki 3-8 hafta yüksek kalır. Katz indeksi gebelikte 40 gibi çok yüksek değerlere çıkabilir.
Sedimantasyon hızı birçok hastalıkta azalır ya da artarken bazı kansızlık türleri, bel ağrısı, nevrit (sinir iltihabı) gibi hastalıklarda normal şuurlarda kalır.
Günümüzde laboratuvarlann çoğunda yalnızca ilk yarım saat ve birinci saat sedimantasyon değeri verilmekte, Katz indeksi hesaplanmamaktadır
SEDİMANTASYON
HIZININ YÜKSELDİĞİ
DURUMLAR
ESH, enfeksiyon hastalıkları, iltihabi hastalıklar, doku yıkımına yol açan hastalıklar ve tümörlerde yükselir. Ama belirli bir bölgeyle sınırlı iltihaplar ateş ve halsizlik gibi genel belirtilere karşın sedimantasyon yükselmesine yol açmayabilir. Benzer biçimde üst solunum yolu enfeksiyonlarında da sedimantasyon yükselmesine rastlanmayabilir. Öte yandan sedimantasyonun normal sınırlar içinde bulunması hastada tümör olmadığının kanıtı değildir. Kötü huylu tümörler genellikle belirgin bir sedimantasyon yükselmesine yol açarken, bazı iyi huylu tümörlerde bu yükselme olmayabilir.
Sedimantasyon hızındaki artış hastalığın şiddetiyle doğru orantılıdır. Hastalığın iyileşme evresinde ateşin düşmesiyle birlikte ESH de normale döner, Bazı durumlarda ise, hastalık iyileştiği halde ESH haftalarca yüksek kalabilir. ESH özellikle verem, romatizma] ateş, romatoit artrit ve öteki bağ dokusu hastalıkları ile glomerülonefrit ve başta miyelom olmak üzere tümörlerde çok yüksek değerlere ulaşır. Kalp krizi düşünülen olgularda EKG henüz nöbeti tam olarak gösteremezken saptanan sedimantasyon yükselmesi tanıyı destekleyebilir.
SEDİMANTASYON
HIZININ DÜŞTÜĞÜ
DURUMLAR
Sedimantasyon hızının düştüğü durumlar çok enderdir. Kronik bronşit ve akciğer amfizemi gibi alyuvarların sayıca arttığı hastalıklarla konjestif kalp yetmezliğinin ileri dönemleri ve bütün po-lisitemiler (alyuvar sayısında artış) sedimantasyon hızının normalin altına düşmesine neden olur.
Hemen bütün virüs enfeksiyonlarında ve tifo gibi bazı bakteri enfeksiyonlarında ESH değerleri ya normal sınırlar içindedir ya da normalden biraz düşüktür.
SEDİMANTASYON HIZININ AZALDIĞI DURUMLAR
• Vıriis hastalıkları
• Mononükleoz
• Polisitemİ (alyuvar sayısında artış)
• Talasemi minör (küçük Akdeniz kansızlığı)
IbİMANTASYON HIZIİ NORMAL KALDIÇI DURUMLAR 1
• Hiperkrom anemi (alyuvarların normalden fazla hemoglobin içermesi)
• Alyuvarlarda biçim bozukluğunun bir tipi ile birlikte görülen kansızlık (orak hücreli kansızlık)
• Akut enfektif lenfositoz
• Tıkanma sanlığı
• Bel ağrısı
• Virüs kökenli akciğer enfeksiyonları
Genel tıp uygulamaları sırasında hekimler polikliniğe başvuran pek hastadan kan tahlili isterler. Tam kan sayımı hekime tanıya yaklaşmasında yardımcı olan, değerli ve nispeten ucuz bir testtir.
Kan tahlilinin maksadı teşhis koymak değildir. Kan tahlilinin esas görevi hekimin olası tanılar arasında eleme yapmasını sağlamaktadır. Yani tanıya yardımcı olmaktır. Hastayı görmeden, muayene etmeden teşhis koyulmaz.
Kan tahlilinde hangi değerler incelenir?
Vücudumuzda oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri (eritrositler) ile hastalıklara karşı savunmamızı sağlayan beyaz kan hücreleri (lökositler) sayılmakta ve büyüklükleri incelenmektedir.
Bildiğiniz gibi kırmızı kan hücrelerinde hemoglobin proteinleri bulunur. Oksijeni taşıyan protein hemoglobindir. Hemoglobin miktarı düşerse oksijen taşınamaz.
Maalesef ülkemizde kullanılan laboratuvar cihazları yurt dışından satın alındığı için tahlil sonuçları genellikle yabancı terimlerle gösterilmektedir.
Kırmızı kan hücreleri
RBC (red blood cells): Oksijen taşıyan hücrelerin miktarını verir.
Düşükse anemi (kansızlık) veya kan kaybı vardır. Yüksekliğe örnek: Yüksek rakımlı yerde oturmak, KOAH, böbrek hastalığı, polisitemi hastalığı
MCV (mean corpuscular volume): Oksijen taşıyan hücrelerin ortalama büyüklüğüdür. MCV düşükse eritrositler daha ufaktır, yüksekse daha genişlemişlerdir. Örneğin demir eksikliği anemisi'nde eritrositler küçülür dolayısıyla mcv değeri düşük çıkar. B12 vitamini eksikliği anemisinde ise eritrositler büyümüştür, MCV yüksektir.
Hb (Hemoglobin): Kandaki toplam hemoglobin miktarını gösterir. Anemilerde hemoglobin düşer.
MCH: Eritrositlerdeki hemoglobin miktarını gösterir.
Hct (Hematokrit): Kandaki hemoglobin ve eritrosit miktarının bir ölçüsüdür. Anemi, lösemi, kan kaybı gibi durumlarda azalırken vücudun su kaybettiği durumlarda (örneğin ishal) veya polisitemi'de artar.
PLT (Platelets): Trombositlerdir. Yani pıhtılaşmayı sağlayan hücereleri gösterir.
Beyaz kan hücreleri
WBC (White Blood Cells-Leukocytes): Vücudun savunma ve bağışıklık hücrelerinin yani lökositlerin toplamını gösterir. Enfeksiyon hastalığı veya lupus gibi kronik iltihabi hastalıklarda yükselir. Ayrıca lösemi'de yükselir.
Çok düşükse lökosit yapımını bozan ciddi bir hastalık vardır. Örneğin bazı kanserlerde, kemik iliği hastalarında, AIDS'te lökosit miktarı (WBC) düşüktür.
PNL: (Nötrofiller) Örneğin bakteryel enfeksiyonlarda artar.
Lymphocytes: (Lenfositler) Viral enfeksiyonlarda ve bazı kronik hastalıklarda artar. AIDS'te düşer.
Eosinophils: (Eozinofiller). Allerjide ve parazitik hastalıklarda yükselir.
Kan tahlili ve hastanın durumu
Tek başına kan tahlilinin fazla bir tanı değeri yoktur. Görüldüğü gibi tabloda yer alan hiçbir ölçüm tek bir hastalığa özgü değildir. Kan tahlili yorumlanırken hastanın genel sağlık durumu ve fizik muyanesi bir bütün olarak ele alınır. Örneğin aynı kan değerleri 80 yaşında kanlı ishali olan bir hasta için farklı, 11 yaşında öksüren ve ateşi olan bir çocuk için farklı yorumlanacaktır.
Dolayısıyla hastaların kan tahlili sonuçlarıyla hekim hekim dolaşmaları anlamsızdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder