17 Eylül 2011 Cumartesi

Göç nedir - Göçün yarattığı Olumsuz etkiler nelerdir?

GÖÇ NEDİR? GÖÇ’ÜN YARATTIGI OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİLER

Göç olgusu, toplumsal değişimin göstergelerinden biridir. Bir ülkenin sanayileşme ve kentleşme oranı, modernleşme süreciyle belirginleşir. Endüstrinin gelişmesine paralel olarak ortaya çıkan kentleşme olgusu, ekonomik olduğu kadar sosyal yapıdaki değişimlerde de ifadesini bulur. Endüstriyel gelişme sonucu kentlerde ortaya çıkan işgücü ihtiyacı, köyden kente göçün başlıca nedenini oluşturur. Köyden kente göç, sanayileşmenin bir gereği olduğu kadar, modernleşme sürecinin bir simgesi olarak da değerlendirilmektedir.Ancak göç olgusu, Türkiye’de bu genel anlamının dışında yapısal nitelikteki kimi değişkenlerle karakteristik hale gelerek, sosyal bir yaraya dönüşmüştür. Bu çalışmada, Türkiye’de 1950’lerde başlayan ve hala devam eden “köyden kente göç” olgusunun, toplumun tek tek her kesimine ve bütününe olan yansımalarını yararlandığım kaynaklar ışığında ve konu hakkındaki kendi fikirlerim doğrultusunda aktarmaya çalışacağım.

1.TÜRKİYE’DE KÖYDEN KENTE GÖÇ OLGUSU

Türkiye’de köyden kente göç, bütün diğer ülkelerde de olduğu gibi kentlerdeki sanayileşme ile kurulan fabrikaların işgücü ihtiyacını karşılamak, bununda dışında, göçen insanların gözünden olaya baktığımızda hem ekonomik hem de sosyal açıdan daha rahat bir yaşam sürdürebilmek amacıyla kentlere akın eden insanların oluşturduğu normal ve beklenen bir olgu idi. Ancak giriş paragrafında da belirttiğim üzere maalesef Türkiye’de köyden kente göç, hem amacı dışına çıkmış hem de bu göçün sebepleri değişikliğe uğramıştır. “Göç ile birlikte kaç kavramını kullanma ihtiyacını duyuyorum; çünkü göç daha çok iradi bir yer değiştirmeyi içermektedir. Bu nedenle göç kavramı Türkiye’deki bütün yer değiştirmelerini (nüfus mobilitesini) açıklamaya yetmemektedir. Örneğin son 7 yılda yaklaşık 3000 köy ve mezranın boşaltıldığı yetkililerin kendi beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu kendi iradesi dışında göçe zorlanan veya göçertilen nüfusun mobilitesi için kaç kavramının kullanılması daha uygun olur diye düşünüyorum. O nedenle güneydoğudaki göçü anlatırken sadece göç kavramını kullanmak eksik ve yetersiz kalacağından göç ve kaç hareketleri kavramlarının birlikte kullanılması daha kapsayıcı ve açıklayıcı olacaktır.”[1] Bununla birlikte insanların köyden kentlere çaresizlik içinde savruluşu, sosyal bir yaranın dışa vurumundan başka bir şey değildir.

2.TÜRKİYE’DE KÖYDEN KENTE GÖÇÜN BAŞLANGICI

Türkiye’de 1946’dan sonra gerçekleşen hızlı ekonomik değişmeye paralel toplumsal dönüşüm, kırdan kente göç olgusuyla kendini ortaya koymaktadır. Ülkemizde, özellikle 1950’li yılların başlarından itibaren hızlanan iç göç süreci, kentleşmenin hızlanmasına paralel olarak artmış, kentsel yerleşmenin nüfus artışını, hem kırsal yörenin hem de Türkiye nüfus artışının üstüne çıkarmıştır. Örneğin 1980 nüfus sayımı sonuçlarına göre ülke nüfusu %2.07 hızla artarken, Kırsal Nüfus %1.34, Kentsel Nüfus ise %3.04 hızla artmıştır. Türkiyede de nüfus artış hızı 1950li yıllarda yükselmeye başlamış...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder